NFT Nedir?
İlk NFT ve Beeple
Nasıl ortaya çıkmıştır bu soruyu bu iş ile ilgilenen birisine sorduğunuzda size vereceği cevap muhtemel olarak “Beeple THE FIRST 5000 DAYS” olacaktır fakat iş bundan daha öncesine dayanıyor.
2012 yılında “Colored Coins” adıyla geçen Bitcoin kullanıcıları için ek özellikler vermesine olanak sağlayan bir tür eklentidir. Hatta biraz abartı bile olabilir ama Ethereum’un baş mimarı ve Ethereum’un kurucusu Vitalik Buterin’in ilham kaynağı olarak geçer. Eğer Colored Coins olmasaydı şu an ortada akıllı kontratlar, ERC ve NFT gibi kavramları konuşuyor olmazdık. Bu özelliğin ne işe yaradığı anlaşılması için şöyle bir örnek vereyim. Bir araba şirketiniz olduğunuzu düşünün. Bu araba şirketine Bitcoin ile ödeme yapmanıza olanak sağlayan özellik işte tam olarak budur. 2012 yılında Colored Coins ile geliştirilen ara yüz ve kontratlardır. Bu yüzden aslında NFT temel olarak tam da burada başlamıştır. Bu süreçte kontratları denemek için birçok değiştirilemez ve dönüştürülemez belirteç üzerinde çalışılmış fakat başarılı olunamamıştır.
Daha sonra 2014 yılında, dijital sanatçı Kevin McCoy, Namecoin blok zincirinde “Quantum” adı altında ilk bilinen NFT’yi yapmıştır. Bitcoin’in kendi alt yapısını kullanarak çıkartılmış bu eser Haziran 2012 yılında 1,4 milyon dolara alıcı bulmuştur. Quantum NFT ortaya çıktıktan tam 8 sene sonra işleri bir üst boyuta taşıyacak olan muhteşem esere saygıdeğer Michael Joseph Winkelmann nam-ı değer Beeple'a sıra gelmişti. NFT’ler ortaya çıkmak için senelerdir can atıyordu.
Ama her şeyin doğru zamanı ve yeri olduğu gibi bu işinde vardı tabiki. Tarihler 1981 yılını gösterdiğinde Wisconsin’de dünyaya geldi. Normal bir çocukluk geçirdi. 2003 yılında Purdue Üniversitesi’nden bilgisayar bölümünden mezun oldu. Bu tarihten 4 sene sonra Tom Judd’dan aldığı ilham ile 1 Mayıs 2007 yılında her gün bir sanat eseri içeren kolaj yapmaya karar verdi. 2007 yılında ilk olarak amcası Joe’un fotoğrafını çizdi. Ona UBER JAY” yani Mike’ın amcası lakabını verdi. İlk başta tabi ki amacı bunu satmak değildi. Kendini geliştirmek, her gün bir önceki günden daha iyi olmak için başlamıştı işe. Fakat Covid-19’un dünyayı sarması ve her anlamda olumsuz etkilenmesi ile Mike’da bundan etkilenmişti. Bu dönemde tasarım işleri yavaşlamış ve kendine farklı alternatifler üretmeye çalışıyordu. İşte o zaman tanıştı Metaverse ve NFT kavramları ile. O zaman fark etti ki burada kendime yer bulabilirim. Büyük oyuncuların olduğu bir lig burası ve burada kendimi kanıtlayabilirim. Bu eser tam 13 yıl sürdü. 13 yıl boyunca her gün bir eser çıkardı ortaya. Bunların arasından 5000 tanesini, en beğendiklerini birleştirdi. Tarihler 25 Şubat’ı gösterdiğinde Christie’si de açık arttırmaya çıktı ve henüz 1 ay bile olmamışken 69 milyon dolar gibi uçuk bir teklif ile sonlandı müzayede. Peki neden ? Neden bu kadar büyük bir paraya satıldı bu eser? Evet ortada çok büyük bir emek var, 13 sene gibi büyük bir zaman dilimi var.
Ama hangi insan eline alamadığı bir nesneye bu kadar büyük bir para verir? Detaylarına başka bir yazımızda değineceğiz! Öncelikle burada bir hususu dikkat çekmek istiyorum. “Sanat tarihinde bir esere verilen değer kendinden öncekilere benzemeyen kendinden sonrakilere benzeyen ışık tutan araç olarak nitelendirilir.” İşte “Everydays” tam olarak bu yüzden çok önemli. Çünkü bu sadece bir eser değil bir olgunun ilk temel taşıydı. Çünkü şu ana kadar olan biten her şeyden çok daha kıymetliydi sanat alanında. İlk defa bir dijital çizim kendi değerini bulmuştu. İşte dijital dönüşüm ve geleceğin temelleri tam olarak böyle atılmış oldu bu alanda.